Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | kış mevsimi | winter n. | ||
The conditions there could go badly downhill when winter sets in. Kış mevsimi geldiğinde buradaki koşullar kötüleşebilir. More Sentences |
||||
General | kış mevsimi | wintertide n. | ||
General | kış mevsimi | season of winter n. | ||
Geography | ||||
Geography | kış mevsimi | wood-sere n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | kış mevsimi süresi | wintertime n. |
General | (özellikle kızılderili dilinde) kış mevsimi | snow n. |
Botanic | ||
Botanic | bitkilerin kış mevsimi veya kurak mevsimlerde hayatta kalması | perennation n. |